Filmde, Cahit marjinal bir hayat tarzı benimsemiş, Almanya’da yaşayan bir Türk’tür. Hayata karşı duyarsızlaşmıştır. Bu durum bir gece arabasını bilerek duvara sürmesine sebep olur. Kendisi kazadan canlı kurtulur. Bu davranışının sonucu olarak bir psikiyatri kliniğine sevk edilir. Burada bir başka Türk olan Sibel ile tanışır. Aralarında bir arkadaşlık başlar. Bir süre sonra Sibel, Cahit’le evlenmeyi düşündüğünü söyler. Ama asıl isteği aile evinden uzaklaşmaktır. Bağımsız biri olarak yaşayan Cahit başta bu teklifi kabul etmez. Fakat sonunda bir evi paylaşan iki kişi gibi yaşayacaklarına karar verilince, Sibel’in evlilik teklifini kabul eder. Zamanla Cahit ve Sibel birbirlerine âşık olurlar. Cahit bir kıskançlık sebebiyle Sibel’in eski sevgilisini öldürür. Akabinde hapishaneye gönderilir. Bu süreçte Sibel Türkiye’ye gider. Cahit ise hapisten çıktıktan sonra Sibel’i bulmak için İstanbul yollarına düşer. Film, Almanya’dan Türkiye’ye geri dönüş teması üzerinden bir ters göç hikâyesini yurtdışında yetişmiş bir yönetmen gözüyle anlatması bakımından önem teşkil eder. Filmde, Cahit marjinal bir hayat tarzı benimsemiş, Almanya’da yaşayan bir Türk’tür. Hayata karşı duyarsızlaşmıştır. Bu durum bir gece arabasını bilerek duvara sürmesine sebep olur. Kendisi kazadan canlı kurtulur. Bu davranışının sonucu olarak bir psikiyatri kliniğine sevk edilir. Burada bir başka Türk olan Sibel ile tanışır. Aralarında bir arkadaşlık başlar. Bir süre sonra Sibel, Cahit’le evlenmeyi düşündüğünü söyler. Ama asıl isteği aile evinden uzaklaşmaktır. Bağımsız biri olarak yaşayan Cahit başta bu teklifi kabul etmez. Fakat sonunda bir evi paylaşan iki kişi gibi yaşayacaklarına karar verilince, Sibel’in evlilik teklifini kabul eder. Zamanla Cahit ve Sibel birbirlerine âşık olurlar. Cahit bir kıskançlık sebebiyle Sibel’in eski sevgilisini öldürür. Akabinde hapishaneye gönderilir. Bu süreçte Sibel Türkiye’ye gider. Cahit ise hapisten çıktıktan sonra Sibel’i bulmak için İstanbul yollarına düşer. Film, Almanya’dan Türkiye’ye geri dönüş teması üzerinden bir ters göç hikâyesini yurtdışında yetişmiş bir yönetmen gözüyle anlatması bakımından önem teşkil eder.