100 Yılın 100 Eseri

Bir Yazarın Notları

1980

Karamsarlıkla kuşatılmışlardır bu kentte oturanlar: sürekli yazın da, kışın da. Kimsede
de, bu karamsarlığın kökenini araştırma isteği pek oluşmamıştır. Koşullarına kolayca uyuverirler. Güya insan özgür…

Özgürlük, salt ‘sözcük’ olarak dolaşıyor ortada; nerede ‘içeriği’ bunun? Ben, bir şeyi, hiç mi hiç, az sevemedim; Hele ‘orta’ sevemedim: hep çok sevdim!

Herkes, gizli cehennemini sürüklüyor yanında. Savaşım için yoğun direnç gerekiyor mu, dediniz, ha? Bu direnç; sanatın, edebiyatın özünde var, diyorsunuz? Çok, çok!

Kudüs sevilmeden insanlığa girilemez. Bizim için, daha da özel bir konumu vardır: Kudüs’ü savunmak gerçek bağımsızlığı savunmaktır.

Van Gogh’un tablolarına çokluk, birer belgeymişçesine bakarım ben: doğanın, onun da ötesindeki bir gizin belgeleridir bir bakıma. Alabildiğine de, bir ‘özlem’ kımıldamaktadır bunlarda.

Nuri Pakdil

1934-2019

“Yazmak, uzun yürüyüşe başlamaktır,” der Nuri Pakdil, “Bir Yazarın Notları”nın ilk bölümün – de. Nuri Pakdil’in yazma yürüyüşünden ayrı okuyamayacağımız yaşama yürüyüşü 1934’te Kahramanmaraş’ta başlar. Annesi Hatice Vecihe Hanım, Şeyh Muhiddin Efendi’nin kızıdır. Ba – bası Mehmet Emin Ziyai de Hacı Mehmet Emin Pakdil’in oğludur. Ortaokulu bitirdikten sonra Maraş Lisesi’ne de – vam eden Pakdil, liseyi bitirdikten sonra İstan – bul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolur. Üniversite bitiminde avukatlık stajına başlayan ve bir süre mal müdürlüğünde maliyet memur – luğunda bulunan Pakdil, önce İstanbul Tuzla’da, daha sonra Bitlis’te askerlik görevini ifa eder. Askerden dönüşte “Yeni İstiklal” gazetesinde sanat sayfaları düzenleyen Pakdil, bir bakanlıkta hukuk müşaviri (1964-67) ve Devlet Planlama Teşkilatında uzman (1967-73) olarak çalışır. 1969 Şubat’ında bir grup arkadaşıyla “Edebiyat” dergi – sini yayımlayan Pakdil, 1972’de “Edebiyat Dergisi Yayınları”nı kurar. Nuri Pakdil; şiir, günlük, oyun, deneme, mek – tup türünde birçok eser verir. Ayrıca Arapça ve Fransızcadan çeviriler yapar. Nuri Pakdil’in ve Edebiyat Dergisi Yayınları’nın ilk kitabı “Batı Notları”dır. Edebiyat Dergisi Yayınları, 1972-1984 yılları arasında, 18’i Nuri Pakdil imzasını taşıyan 45 kitap yayımlar. 1997’de Nuri Pakdil “Sükût Suretinde” adlı yeni bir kitapla yeniden girizgâh yapar yayın hayatı – na. “Susmak da konuşmak kadar önemlidir ba – zen” diyen Pakdil, her adımında, her hareketinde bu disiplini, bu dikkati, bu rikkati eksik etmez. N. Ahmet Özalp’in ifadeleriyle: “O, bir yazı adamıdır. Yazmayı, var olmanın, yaşamanın, eylemin temel yöntemi olarak seçmiş bir yazı adamıdır. Yazı, en evrensel ve etkili bir silah – tır onun elinde. Yâre yaza yaza ulaşacaktır. Yaza yaza çoğalacaktır. Yaza yaza tüm karanlık sınıflara ışık götürecek, içindeki ateşle onları da tutuşturacak, bilinçlendirecektir. Bu nedenle yazmak; yaşamakla, eylemle eş anlamlıdır onun için. Her sözcük, yüreğinden fışkırır, yaşamının içinden süzülür, eylemin bilinciyle yüklüdür. Bu nedenle her sözcük bir kurşundur; bu nedenle, her kitap değdiği kişiyi yakan harlı bir ateştir.” Pakdil, 1988’de Devlet Planlama Teşkilatı’na geri döner ve 1999’da emekli olur. Nuri Pakdil, Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’nü ve Necip Fazıl Kısa – kürek Onur Ödülü’nü kazanır. 18 Ekim 2019’daki vefatından sonra ise aynı yıl, anısına Cumhur – başkanlığı Büyük Ödülü verilir. Hüseyin Atlansoy, “Bir Yazarın Notları” hakkın – da, “Konuşunca konuşmanın, susunca suskun – luğun hakkını veren bir yazar. ‘Bir Yazarın Notları’, bütün yazar adaylarınca okunmalı. Bu yapıt soru-yanıtlarla kurulmuş bölümlerinde ‘anı’ları içinde yaşayan canlılıkla canlandırılıp ‘kişi’leşmiş gibidir,” der. Mürsel Sönmez ise Pakdil hakkında şöyle der: “Soran, sorgulayan ve vicdanı kanayan herkesin dikkat kesilmesi gerekiyor onun yazdıklarına. Ön yargısız ve yalın bir yaklaşımla bu kitapla – rın okunmasının daha çok gerekli olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Umutların kesildiği, kırıklıkların varlığımızı tehdit ettiği bir ortamda bu darası alınmış net metinler kuşandıracak bizi ‘karşı-insan’a karşı. Bugüne değin ortalıkta gö – rünen ve görünmekte olan hiçbir bir arada oluş ile ilişkilendirilmemesi gereken Pakdil metinle – ri; düşüncenin, duyarlığın ve eylemenin sözde yükselebileceği zirveyi içeriyor.”