100 Yılın 100 Eseri

Büyük Saat

1984

BÜYÜK SAAT

Tarihi bir olmaz akış gibi,
Oh sanki evrenin en son gecesini yaşadım
Sanki dinozorlar ve ben ve en hızlısı
öbürlerinin
Bir ilkel eşitlikte buluştuk.
(Evrenin kendi kurduğu gecesini.)
Ben! Çocukları sevdim yaşadım.
Dünyaya alışmadım
Kuru güller gibi yersiz ve inceydim biraz. Hep
bunu duydum. Bunu yaşadım.
Pastanelerde şurda burda.
Oturdum emekli konsoloslarla iskambil
oynadım.
Emekli konsoloslar,
kutu yapımcıları büyük pastanelere,
hamurkârlar, pabuççular,
polis hafiyeleri, kesekâğıtçılar
Saraçlar, kurşun dökücüler,
muhasebeciler, su yolcuları
Şarkı düzenleyenler, saat tamircileri!..
Şimdi tarihte saat kaç?

Turgut Uyar

1927-1985

Turgut Uyar, 4 Ağustos 1927 tarihinde Ankara’da Fatma Hanım ile Hayri Bey’in altı çocuğundan beşincisi olarak dünyaya gelir. Babası orduda harita binbaşısı olarak görev yapar. Annesi ise ev hanımıdır. Turgut Uyar, ilköğrenimini babasının görevi nedeniyle değişik şehirlerde sürdürür, ortaöğrenimine maddi nedenlerden dolayı yatılı askerî okulda devam eder. Ortaokulun ardından Bursa Askerî Işıklar Lisesi’ne kaydolan Uyar, 1946’da mezun olur. Yükseköğrenimini de yine askerî memur yetiştiren Askerî Memurlar Okulu’nda (1947) tamamlayan Turgut Uyar’ın memuriyet hayatı Posof (Kars) ve Terme’de (Samsun) tamamladığı taşra hizmetinin ardından Ankara’da devam eder (1954). Personel subayı olarak sürdürdüğü askerî memurluk hizmetinden kendi isteğiyle ayrılan Uyar, Türkiye Selüloz ve Kâğıt Sanayi Ankara Şubesi’nde çalışmaya başlar (1958). Buradaki görevinden de 1967 yılında emekliye ayrılır. Emekliliğin ardından İstanbul’a yerleşir, vefatına değin burada yaşamını sürdürür. Şair, geçirdiği rahatsızlık sonucu elli sekiz yaşındayken 1985’te hayata veda eder. 1947’de Turgut Uyar’ın “Yâd” adlı şiiri “Yedigün”de yayımlanır. 1948’de “Kaynak” dergisinin başlatmış olduğu bir şiir yarışmasına “Arz-ı Hâl” adlı şiiriyle katılır ve yarışmada ikinci olur. 1950’de “Kaynak Yayınları” tarafından “Arz-ı Hâl ve Akşam Üzeri Türküsü” adıyla ilk kitabı yayımlanır. Nurullah Ataç’ın ön sözünü yazdığı ikinci kitabı “Türkiyem” ise 1952’de basılır. 1959’da “Dünyanın En Güzel Arabistanı” adlı şiir kitabı yayımlanan Uyar, 1962’de “Tütünler Islak”ı, 1968’de “Her Pazartesi”yi, 1970’te “Divan”ı, 1974’te “Toplandılar”ı, 1982’de “Kayayı Delen İncir”i yayımlar. 1981 yılında “Toplu Şiirler” adıyla o güne kadar yayımladığı eserleri ilk kez 1984’te “Büyük Saat” adıyla ikinci kez okurla buluşur. Turgut Uyar, 1963’te “Tütünler Islak” ile Yeditepe Şiir Armağanı’nı, 1975’te “Lucretius’tan Evrenin Yapısı” çevirisi ile (Tomris Uyar’la birlikte) Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü, 1981’de “Kayayı Delen İncir” ile Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü, 1984’te “Büyük Saat” ile Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü kazanır. Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu, “Turgut Uyar, gerçekçi gözleme dayanan ve zengin imgeler, uzun ve geniş soluklu dize ve anlatım tarzı ile öne çıkar. Bu anlatımın en önemli ögeleri; öyküleme, iç konuşma, bilinçaltının uzak yakın çağrışımlar oluşturan sıçramaları, yer yer nesir cümlesine benzeyen dize yapısıdır. Bütün bunlar daha Anadolu’da görev yaptığı dönemde yazılan ilk şiirlerindeki tiplemeler, bireyin yalnızlık ve sıkıntılarını yansıtan davranış tasvirleri ve şairin geniş birikiminden gelen evrensel ve geleneksel malzemenin poetik dönüştürümü ile birleştiğinde İkinci Yeni şiirinin en özgün ve güçlü seslerinden birisi olan Turgut Uyar’ın şiiri ortaya çıkar. Onun lirizminin merkezinde çağdaş bireyin hâllerini son derece çarpıcı imgelerle aktarması gelmektedir,” der. Orhan Koçak ise, “Uyar’ın yapıtının epeyce damaklı bir ritmi vardır; ‘patlama’ veya ‘taşkınlık’ evrelerini daralma, büzüşme dönemleri izler. Bunu tersinden de söyleyebiliriz: Her ‘taşkınlık’, ancak bir kapanma veya çekilme hamlesinden sonra gelebilmiştir. Şiir, bir ‘tamlığa’ varmak amacıyla eksiltmeye gitmekten çok, yeni bir tasfiyeye malzeme toplamak için giriyor gibidir her genişleme evresine. Bahsi yükseltirken, her onulmaz kumarbaz gibi gözünü kaybın büyüklüğüne dikmiştir; o kayıpta kazanmış olacaktır ya da doğrulanmış,” der.