100 Yılın 100 Eseri

Gecede

1968

Çocukluğumun üşütücü çürükleri yüzünden şiir yazarım.

Kimseyi kandırmamı istemezsin, yapayalnız acılar içinde mi gebereyim?

Bu insanlarla ne işim var benim, sever miyim onları, neden hep kendim suçlu sananların arasında oldum, kötülerin? İyiler var mı?

Neden kötü bir düzenin suçunu kendimin yapmaya uğraştım, neden? Kendine kıyan bir başkaldırma.

Beni kaybetmemek içinmiş, kaybetmemek biz tanıştığımızda bile kayıp değil miydik..

Hem de benim sevilecek neyim vardı ki: güzel değilim öyle, varlıklı da değildim, soydan soptan bir üstünlüğüm de yoktu, sana bir ilgi de göstermemiştim, ne bulduydun bende, neden bir dengini bulmadıydın ha?

Ne tuhaf bir cihan felsefesidir ki biz işçi takımına her nesne; yemek, içki, giyecek maddeleri, ısı ve yatacak barınacak olsun ya da eğlence her vakit çok görünür ve insanlığımızı unutmamız istenir bizlerden ama biz hep, hep değil de arada bir kendi kendimizi insan yerine koyarız. Yazık!

Leyla Erbil

1931-2013

Leyla Erbil, 12 Ocak 1931’de İstanbul’un Fatih ilçesinde eski bir konakta dünyaya gelir. Babası Trabzon’a yerleşmiş Rumeli kökenli bir ailenin oğlu olan vapur baş makinisti Hasan Tahsin Bey (Bilgin), annesi ise Balkan Savaşı mübadelesi sırasında İzmir’e taşınmış bir aileden Arnavut kökenli, Selanik doğumlu Emine Huriye Hanım’dır. Çocukluğu, önce Fatih’te, sonra Beşiktaş’ta geçen Erbil, Esma Sultan İlkokulu’nda başladığı öğrenim hayatına Beyoğlu Kız Lisesi’nde ve Kadıköy Kız Lisesi’nde devam eder. Lisede okuduğu dönemde kısa öyküler ve şiirler yazmaya başlar. 1950’de İstanbul Üniversitesi İngiliz Edebiyatı bölümüne giren Erbil, buradaki ilk yılının ardından kısa süren bir evlilik yapar. 1953-1955 yılları arasında İskandinav Havayolları’nda sekreter olarak çalışan yazar, 1956-1957 yılları arasında Ankara Devlet Su İşleri’nde çevirmen ve sekreter olarak çalışır. İlk kısa öyküsü “Uğraşsız” da bu sıralarda “Seçilmiş Hikâyeler” dergisinde yayımlanır. İlk hikâye kitabı “Hallaç” da aynı sene yayımlanır. İkinci öykü kitabı “Gecede” ise 1968’de yayımlanır. Leyla Erbil, ikinci öykü kitabı “Gecede” için Sait Faik Hikâye Armağanı’na başvurduysa da ödül o yıl Orhan Kemal ve Faik Baysal arasında paylaştırılınca arkadaşları Selim İleri, Hayati Asılyazıcı, Naci Çelik, Demir Özlü ve Fikret Ürgüp ile birlikte Sait Fâik Abasıyanık’ın mezarı başında buluşup yarışmalara katılmama kararı alır. Bu eylemden sonra yayımlanan her kitabının ilk sayfasında “Bu kitap hiçbir ‘ödül’e katılmamıştır” ibaresine yer vermeye başlar Leyla Erbil. 1971’de “Tuhaf Bir Kadın” adlı ilk romanı, 1977’de “Eski Sevgili” adlı öykü kitabı yayımlanan Erbil, 1979’da ABD’de Iowa Üniversitesi’nin onursal üyesi seçilir. Center for American Culture’ın davetlisi olarak Uluslararası Yazarlar Atölyesi’ne katılan yazar, Türk edebiyatı üzerine bir seminer verir. İkinci romanı “Karanlığın Günü” 1985’te yayımlanır. Üçüncü romanı “Mektup Aşkları”, arkadaşı Tezer Özlü’nün anısına 1988’de yayımlanır. Denemelerini okurlarıyla “Zihin Kuşları” adı altında 1998 yılında buluşturan yazar, 2001’de “Cüce”yi yayımlar. 2005’te “Üç Başlı Ejder”, 2011’de “Kalan” adlı kitapları yayımlanan Erbil, 2013’te PEN Kısa Öykü Ödülü’ne layık görülür. Aynı sene “Tuhaf Bir Erkek” adlı son romanı yayımlanan Erbil, 19 Temmuz 2013’te İstanbul’da vefat eder. Erbil’in 1940 yılından vefatına dek yazdığı 40 kadar defterini, yayımlanmış çeşitli yazılarını, dostlarıyla mektuplaşmalarını, el yazısı notlarını, kişisel evrakını, afiş ve resimlerini, gazete ve dergi kupürlerini, ödüllerini ve birtakım objeleri içeren koleksiyonu, kızı Fatoş Erbil tarafından Boğaziçi Üniversitesi bünyesindeki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi’ne bağışlanır. Hulki Aktunç, “Leyla Erbil, yaşanan gerçeklik içindeki hakikati, doğruluğu, ne olması gerektiğini etik olarak ortaya koyar ve bunu yeni bir estetikle yapar. Bu açıdan, bizim yazınımızda da, dünya yazınında da eşsiz bir yeri olduğuna kesinlikle inanıyorum,” der. Füsun Akatlı ise Erbil için şu tespitte bulunur: “Bir çeşit dil-biçem-biçim kazısıyla derinleşen metinlerde dünya görüşü, politik tavır, toplumsal analizler, belli hedeflere yöneltilen protestolar gibi içerik ağırlıklı öğelerin yer alışı, yer almanın da ötesinde, gizemin, büyünün atmosferini, o dilin kesici, batıcı ve delici aygıtlarıyla parçalayışı okuma alışkanlıklarımıza meydan okumakta. Aslında, Leyla Erbil edebiyatının başlangıcından bugüne, belki de en öne çıkan süreğen özelliği: Meydan okuyuculuktur!”