100 Yılın 100 Eseri

İnce Memed

1955

Dünya parayla alınır. Yürek alınmaz.

İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli…

İnsanoğlu çiğ süt emmiştir. Her kötülüğü yapar, her iyiliği de yaptığı gibi.Kara sevda deli eder insanı.

İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç!Ondan sonra da arkadaş olabileceğin insanı seç. İpin ucunu bir verirsen ellerine yandığın günün resmidir.

İnsan olanın başına her şey gelir.Ne olursa olsun kadın konuşmuştu. Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Birinsan konuşmadı da içine gömüldü müydü,sonu felakettir.

Görüş sahası ne kadar dar olursa olsun, insan muhayyilesi geniştir.

İnsanın içindeki adalet duygusunu köreltirsek, insanın insana saygısı kalmaz. İnsanın insana itimadı, hürmeti kalmayınca da bir yerde insanlık çok şey kaybeder, hayat çirkinleşir.

Yaşar Kemal

1923-2015

Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal, Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Hemite köyünde 1923’te doğar. Ortaokulu son sınıf öğrencisiyken terk ettikten sonra ırgat kâtipliği, ırgatbaşı, öğretmen vekilliği, kütüphane me – murluğu, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yapan Yaşar Kemal, 1940’lı yılların başlarında Pertev Naili Boratav, Abidin Dino ve Arif Dino gibi sanatçı ve yazarlarla ilişki kurar. Küçük yaşlarda halk edebiyatına ilgi duyan Yaşar Kemal, halk ozanlarını örnek alır. İlko – kuldayken şiir yazmaya başlayan Yaşar Kemal, şiirlerini Kemal Sadık Göğceli adı ile “Görüşler” (1939), “Türksözü” (1939), “Yeni Adana” (1939), “Vakit” (1940) gazeteleri ile “Varlık”, “Kovan”, “Ülkü”, “Millet”, “Beşpınar “dergilerinde yayımlar. Ortaokulu bıraktıktan sonra köy köy dolaşarak folklor derlemeleri yapar. 1943’te bir folklor derlemesi olan ilk kitabı “Ağıtlar”ı yayımlayan Yaşar Kemal, askerliğini yaptıktan sonra 1946’da gittiği İstanbul’da Fransızlara ait Havagazı Şirketi’nde gaz kontrol memuru olarak çalışır. 1948’de Kadirli’ye dönen Yaşar Kemal, bir süre yine çeltik tarlalarında kontrolörlük, daha sonra arzuhâlcilik yapar. 1950’de komünizm propa – gandası yaptığı iddiasıyla tutuklanır ve Kozan Cezaevi’nde yatar. 1951’de salıverildikten sonra İstanbul’a gider. 1951-63 arasında Cumhuriyet gazetesinde Yaşar Kemal imzası ile fıkra ve röportaj yazarı olarak çalışır. Bu arada 1952’de ilk öykü kitabı “Sarı Sıcak”ı, 1955’te ise bugüne dek kırktan fazla dile çevrilen romanı “İnce Memed”i yayımlar. İlk romanı olan “İnce Memed”i önce senaryo olarak yazan Yaşar Kemal, yapıtı teslim ettiği sinema – cıdan ses çıkmayınca roman hâline getirir ve 1953-1954 yıllarında Cumhuriyet’te tefrika eder, 1955’te kitaplaştırır. Toplam otuz dokuz yılda ve dört ciltte tamamlanan serinin diğer kitapları sırasıyla 1969, 1984, 1987’de yayımlanır. Kendi deyimiyle “mecbur insan”ın öyküsünü anlattığı bu seride, “soylu eşkıya” olarak kurguladığı “İnce Memed” karakteri odağında, yoksullaştırılmış Çukurova köylüsüyle toprak ağalarının ilişkisini işler. 1973’te Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kuruluşu – na katılır ve 1974-75 arasında ilk genel başkan – lığını üstlenir. 1988’de kurulan PEN Yazarlar Derneği’nin de ilk başkanı olur. Yaşar Kemal, Türkiye’de aldığı çok sayıda ödülün yanı sıra yurt dışında aralarında Ulusla – rarası Cino del Duca Ödülü, Légion d’Honneur Nişanı Commandeur Payesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres Nişanı, Premi Internacional Catalunya Ödülü, Fransa Cumhuriyeti tarafından Légion d’Hon – neur Grand Officier Rütbesi, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü’nün de bulunduğu yirmiyi aşkın ödül, ikisi yurt dışında beşi Türkiye’de olmak üzere yedi fahri doktorluk payesi alır. 28 Şubat 2015 tarihinde vefat eden Yaşar Kemal, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilir. Pertev Naili Boratav, “Yaşar Kemal’in, yalnız Köroğlu ve Karacaoğlan hikâyelerinde değil, bütün yazdıklarında; halk geleneğinin türlü ko – nularına, sözlü edebiyat kadar halk yaşamının, halk kültürünün çeşitli yönlerine ilişkin yığınla bilgi var: İnanışlar, töreler, törenler, atasözleri, deyimler, tekerlemeler, alkışlar, kargışlar vb. Onun neleri, ne ölçüde gelenekten olduğu gibi aktardığı, bunlardan esinlenerek ve güçlenerek, kendi yazar ve sanatçı kimliği ile bu geleneği ne ölçüde, sorunları nasıl aştığı üzerinde araştır – malar çağdaş Türk edebiyatının bir yönünü öğrenme çabasında çok yararlı olur,” der. Fethi Naci ise, “Otuz iki yıl gibi büyük bir zaman dilimi içinde yayımlanan dört ciltlik ‘İnce Me – med’de Yaşar Kemal; hep aynı üslubu, hep aynı roman tekniğini kullanır. Bu yıllarda yazdığı diğer romanlarda anlatı biçimi değişir, ‘İnce Me – med’lerde hep aynı kalır: Hep o çocuksu, hep o masalsı anlatım; anlatı ile anlatılanlar hep aynı dünyanın insanlarıdır sanki; sanki özdeşleşmiş – lerdir, dilleri aynıdır, dünyaya bakışları aynıdır, inançları aynıdır, aynı mucizelere inanır,” der.