100 Yılın 100 Eseri

Sevda Sözleri

1984

AŞK
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar.
Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun
ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi gün

Cemal Süreyya

1931-1990

Cemal Süreya (kimlik adıyla Cemalettin Seber), 1931’de Erzincan’da doğar. Annesi Gülbeyaz (nü – fus kayıtlarında Güllü) Hanım, babası Hüseyin Seber’dir. 1938 yılında çıkan Dersim İsyanı’yla, Süreya’nın ailesi, Bilecik’e sürgün edilir. Cemal Süreya, sürgünün altıncı ayında henüz yirmi üç yaşında olan annesini kaybeder. Şair, öğrenimini büyük kentte yapması için babası tarafından İstanbul’a halasının yanına gönderilir ve 37. Be – yoğlu İlkokulu’na kaydı yaptırılır. 1944’te Bilecik Ortaokulu’na başlayan Cemal Süreya, evden kurtulmak için babasından gizli sınava girmiş ve üç ay sonra “parasız yatılı” okumaya hak ka – zanmıştır. 1947- 1948 eğitim öğretim yılında yine parasız yatılı olarak Haydarpaşa Lisesi’ne giren Süreya, 1950’de Mülkiye’nin Maliye bölümüne kayıt yaptırır. 1954 yılında Mülkiye’den mezun olan ve aynı yıl Eskişehir Vergi Dairesi’nde stajyer olarak göreve başlayan Süreya, 1955’te Maliye Müfettiş Muavi – ni olarak İstanbul’a atanır. Temmuz 1959’da ye – dek subay olarak askere giden Süreya, askerliği – ni yaparken bir yandan da fark dersleri vererek Hukuk Fakültesi’nden de mezun olur. 1961’de “Maliye denetim usulleri ve iktisadi devlet teşekkülleri”ni incelemesi için Paris’e gönderi – len Süreya, Paris’te bir yıl kaldıktan sonra teftiş göreviyle 1963’te Kars ve Ağrı, 1965’te Çanakkale ve Tekirdağ’a gider. 1971’de bir süre ara verdiği memuriyete İstanbul Sirkeci’de Hocapaşa Vergi Dairesi’nde kontrolör olarak çalışmaya başlaya – rak yeniden döner. 1975’in Şubat ayında İstanbul Darphane ve Damga Matbaası Müdürlüğü’ne atanan Süre – ya, aynı yılın Eylül ayında ise Darphane’deki görevinden ayrılarak Ankara’ya Maliye Tetkik Kurulu’na geri döner. 1978’de Kültür Bakanlığı Kültür Yayınları Danışma Kurulu üyesi olan Süreya, Şubat 1982’de emekli olur. 9 Ocak 1990’da vefat eden Süreya, Kulaksız Me – zarlığı’nda toprağa verilir. Cemal Süreya’nın ilk ustaca şiiri “Şarkısı Beyaz” adıyla “Mülkiye” dergisinin 8 Ocak 1953 tarih – li sayısında yayımlanır. 1958’de ilk şiir kitabı “Üvercinka” yayımlanır. Cemal Süreya, şiir dışında eleştiri, deneme, mektup, portre türün – de eserler yazar. Çeviriler yapar, çocuklar için yazılar yazar ve antoloji hazırlar. 1976 yılında yayımladığı “Şapkam Dolu Çiçek” adlı kitabın – da edebiyat, sanat, şiir ve şairler hakkındaki düşüncelerini dile getirir. 1982’de yayımlanan “Günübirlikler”de, 1975-1976 yılında “Politika” gazetesinde yazdığı yazılara yer verir. Kitabın ikinci baskısı “Uzat Saçlarını Frigya” adıyla 1992’de yayımlanır. Cemal Süreya’nın Türk edebiyatına önemli katkılarından birisi de yaptığı tercümelerdir. Fransızcadan şiir, roman, hikâye ve fikrî konu – larda onlarca çeviri yapar. Cemal Süreya’nın yazı ustalığını gösterdiği alanlardan birisi de portredir. Süreya, sanatçılardan siyasetçilere, eleştirmenlerden gazetecilere pek çok kişinin portresini yazmıştır. Bu portreler ve kaleme aldığı söz senaryoları 1991’de “99 Yüz: İzdüşüm – ler – Söz Senaryosu” adıyla yayımlanır. Süreya, 1984’te “Milliyet Sanat”ta numaralandırdığı günlüklerini yazmaya başlar. 650. günden sonra 651’den Mayıs 1989 tarihli 993. güne kadar “Hür – riyet Gösteri”de yazar. Bu yazılar “Günler” adıyla basılır. 1959’da “Üvercinka” ile Yeditepe Şiir Armağa – nı’na, 1966’da “Göçebe” ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’ne ve 1988’de birer gün arayla yayımla – nan “Sıcak Nal” ve “Güz Bitigi” şiir kitaplarıyla Necatigil Şiir Ödülü’ne layık görülmüştür. 1991’den itibaren de “Cemal Süreya Şiir Ödülü” verilmektedir. Süreya’nın tüm şiirleri “Sevda Sözleri” adıyla 1984’te ilk defa yayımlanmıştır. Mehmet H. Doğan, “Cemal Süreya’nın şiirin – de, en can alıcı öğe dil ve imge olmuştur. Onu ‘Birinci Yeni’ şiir geleneğine bağlayan da, ondan kesinlikle ayıran da dile yüklediği bu imge gücü olmuştur. Şiiri, gündelik dille bu imge dilinin kesiştiği noktada oluşmuştur,” der. Enis Batur ise, “Her ‘majör’ şairin ilk kitabı gibi bütün programı taşır Üvercinka. Dizin için sonuna kadar beklemeye gerek kalmamıştır. Ne demeye gelir bu? Cemal Süreya, daha ilk kita – bıyla bir yol açıcı olma unvanına hak kazanan seyrek şairler arasına oturur,” der.