100 Yılın 100 Eseri

Sis ve Gece

1996

İyimserliğini, aptallığa vardırma.
Yüreğimin üzerine binlerce tonluk bir ağırlık konmuş sanki.
Öncelikle hiç kimsenin mükemmel olmadığını anlaması gerek.
Yaşam ağlamaya değmeyecek kadar saçmadır.
– Belirsizlik ne kadar uzun sürerse, direnci o kadar çabuk kırılır insanın.
Her olasılık yanılma payını içinde taşır.
Sanki sevgi değil de, nefretle isteğin iç içe geçtiği bir duygu.
– Önemli olan suçlu bulmak değil, olayı çözmek. Farklı düşünüyoruz diye birbirimizin
kuyusunu kazmak yalnızca düşmanlarımızın işine yarar.
Giderek ortak dili bulmakta zorlanacağız.
Hepimiz bize dayatılan yabancı bir üslupla konuşmaya boyun eğeceğiz.
Zaman sanki yaşadıklarımı eritip birbirine karıştırmış; ağır ağır içine gömüldüğüm bu tuhaf bulamacı çözemiyorum.

Ahmet Ümit

1960

Ahmet Ümit, 1960’ta Gaziantep’te doğar. Kilim tüccarı Mehmet Ümit ve terzi Fatma Ümit’in yedinci çocuğudur. İlk ve ortaöğretimi Gazian – tep’te tamamlar. Gaziantep’te Atatürk Lisesi’nde okurken politik olaylara karıştığı için bir grup arkadaşıyla birlikte liseyi Diyarbakır’ın Ergani il – çesinde tamamlamak zorunda kalır. 1978 yılında İstanbul’a taşınır. 1982’de düzenlenen “Anayasaya Hayır” kam – panyasına katılır. Duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan “K. Yalçın” imzası ile önce “Atılım Dergisi”nde sonra Prag’da 40 dilde yayın yapan “Barış ve Sosyalizm Sorunları Dergisi”nde yer alır. 1983’te Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirir. 1985-1986 yıllarında Moskova’da, Sosyal Bilimler Akademisi’nde siya – set eğitimi görür. Şiirleri, 1989 yılında “Sokağın Zulası” adıyla yayımlanır. 1990 yılında bir grup edebiyat tutkunuyla birlikte “Yine Hişt” adlı bir kültür sanat dergisi çıkaran Ahmet Ümit’in şiir, öykü ve yazıları “Adam Sanat”, “Yine Hişt”, “Öküz” ve “Cumhuriyet Kitap” dergileri ile “Yeni Yüzyıl” gazetesinde yayımlanır. Arkadaşı tiyatro yönetmeni Ali Taygun’un teşvikiyle polisiye yazmaya ağırlık veren Ahmet Ümit, 1993 yılında “Çakalların İzinde” adlı polisiye dizinin öykü – lerinin ve senaryosunun yazılmasına katkıda bulunur. Ardından da 1995’te çeşitli gazete ve dergilerde Franz Kafka, Dostoyevski, Patricia Highsmith, Edgar Allan Poe ve polisiye roman yazarları üzerine inceleme ve tanıtım yazıları kaleme alır. 1992’de ilk öykü kitabı “Çıplak Ayaklıydı Gece” yayımlanır. Bunu “Bir Ses Böler Geceyi”, “Agat – ha’nın Anahtarı”, “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” adlı polisiye öykü kitapları izler. Hem çocuklara hem büyüklere yönelik “Masal Masal İçinde” ve “Olmayan Ülke” kitapları ile farklı bir tarz dener Ümit. 1996’da yazdığı ilk romanı “Sis ve Gece”nin ardından “Kar Kokusu”, “Patasana” ve “Kukla” yayımlanır. Bu kitapları “Ninatta’nın Bileziği”, “İnsan Ruhunun Haritası”, “Aşk Kö – pekliktir”, “Beyoğlu Rapsodisi”, “Kavim”, “Bab-ı Esrar”, “İstanbul Hatırası”, “Sultanı Öldürmek”, “Beyoğlu’nun En Güzel Abisi” ve “Elveda Güzel Vatanım”, “Kayıp Tanrılar Ülkesi”, “Aşkımız Eski Bir Roman”, “Kırlangıç Çığlığı” ve “Bir Aşk Masalı” izler. Ahmet Ümit’in, İsmail Gülgeç’le birlikte hazır – ladığı “Başkomser Nevzat – Çiçekçinin Ölümü” ve “Başkomser Nevzat – Tapınak Fahişeleri”, Aptülika (Abdülkadir Elçioğlu) ile birlikte ha – zırladığı “Başkomser Nevzat – Davulcu Davut’u Kim Öldürdü?” ve Bartu Bölükbaşı ile birlikte hazırladığı “Elveda Güzel Vatanım – İttihatçıların Yükselişi” adlı çizgi romanları da bulunmakta – dır. Ümit’in eserleri yirminin üzerinde yabancı dile çevrilmiştir. Yazarın öykülerinden yola çıkılarak Uğur Yücel tarafından “Karanlıkta Koşanlar” ve Cevdet Mercan tarafından “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” dizileri yapılır. “Sis ve Gece” adlı romanı 2007 yılında Turgut Yasalar tarafından, “Bir Ses Böler Geceyi” ise Ersan Arseven tarafından sinemaya uyarlanır. “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir”, “Agatha’nın Anah – tarı”, “İstanbul Hatırası”, “Kavim” ve “Kırlangıç Çığlığı” kitapları radyo tiyatrosu formatına uyarlanarak NTV Radyo’da yayınlanır. “Aşk Kö – pekliktir” tiyatro olarak sahnelenir. “Ninatta’nın Bileziği” ise opera olarak seyirciyle buluşur. Bir dönem Moskova’da yaşayan ünlü şair Nâzım Hikmet’i örnek alan ve tıpkı onun gibi hayatının bir dönemini Moskova’da geçiren Ahmet Ümit, Nâzım Hikmet’in hikâyesini anlatan “Merhaba Güzel Vatanım” adlı filmin senaryosuna imza atar. Erol Üyepazarcı, “Ahmet Ümit’in eserleri, başını çektiği, suç ve muamma başat öğelerini toplum – sal sorunlarla harmanlayan yapıtlardan oluşur. Ahmet Ümit’in önemli bir yanı da polisiye roman tekniğine getirdiği yeniliklerdir. ‘Beyoğlu Rapsodisi’nde cinayeti katilin ağzından anlatır – ken, ‘Kar Kokusu’nda katil kitabın ortalarında belli olduğu hâlde eseri sonuna kadar ilgiyle Ahmet okutturmasını bilir,” der