100 Yılın 100 Eseri

Yalan

2002

Çok güzel! Ama sen de herkes gibisin: üstesinden geliyorsun da altından kalkamıyorsun, tıpkı benim gibi …

(…) düzeni yıkmak istemek başka, düzenin yıkılmasının zorunlu olduğunu düşünmek başka. Biliyorum, eleştirenler, alaya alanlar da oldu, ama kimi sağcıyım diye alay etti,
kimi solcuyum diye. Bilgisizliğimi hiç kimse yüzüme vurmadı.

Yüreği göğsünü dövmeye başladı gene, tuhaf bir korkuya kapıldı, gidilecek bir yer, yardımına sığınılacak bir kimse aradı, bula bula kendini buldu.

Şu var ki zenginlik küçükten büyüğe doğru gitmez, azdan çoğa doğru gider hep, kendisini çoğaltacak her şeyi benimser, iyi kötü, güzel çirkin ayrımı yapmaz; sağlam bir mide yeter.

Doğruyu söylemesek de sırf herkesin söylediğinin dışında kalan bir şey söylemekle bile boyun eğmediğimizi göstermiş oluyoruz: seninle ben boyun eğenlerden en az bir parmak daha yukarıdayız.

Hiçbir zaman önceden tasarlanmış bir yalan aklımın köşesinden bile geçmedi, hiçbir zaman kendi çıkarım için yalan söylemedim; ama çoğu kez utançtan, ilgisiz ya da yalnızca beni ilgilendiren konularda, güç durumdan sıyrılmak için yalan söyledim (…)

Yaşamak, bir de yaşamayı bilmek, bir de yaşamın değerini bilmek. Bir de görmek, evet, görmek, en iyisi bu. Bunu Dostoyevski kadar hiç kimse öğretemez bize. Dostoyevski her şeyin özüne götürür insanı, her şeyin özünü gösterir, olduğu gibi.

Tahsin Yücel

1933-2016

Tahsin Yücel, 17 Şubat 1933’te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde Ötegeçe köyünde dünyaya gelir. Babası kunduracı Ahmet Yücel, annesi Nuriye Münevver Hanım’dır. Ailenin en küçük çocuğudur. Yoksulluk içerisinde bir çocukluk geçiren Tahsin Yücel, üç yaşındayken babasını kaybeder. Yücel, ilkokula 1939 yılında Elbistan’da, Gazi Paşa İlkokulu’nda başlar. Parasız yatılı sınavlarına giren Tahsin Yücel, Galatasaray Lisesi’ni kazanan yedi öğrenciden biri olur. Esat Mahmut Karakurt’un öğrencisi olur; Orhan Şaik Gökyay ve Ahmet Kutsi Tecer ile tanışır. Yiğit Okur, Yıldırım Keskin gibi isimlerle “Galatasaray” dergisini çıkarır. Lise mezuniyetinden sonra İktisat Fakültesi’ne kaydolarak iki ay kadar devam eden ancak hayal kırıklığına uğrayan Yücel, Edebiyat Fakültesi Fransız ve Roman Filolojisi bölümüne yazılır. Üniversite eğitimine devam ettiği yıllarda geçimini sağlamak için saat on dörtten on sekize kadar bir yayınevinde çalıştıktan sonra, on sekizden sonra Galatasaray Lisesi’nin Ortaköy bölümünde muallim muavinliği yapar. Tahsin Yücel, 1961 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Roman ve Filolojisi bölümüne asistan olur. Fransız Hükümeti’nden burs alarak gittiği Paris’te doktora çalışmasını sürdürür. Tezini Paris’te tamamladıktan sonra Türkiye’ye döner; “L’Imaginaire de Bernanos” (Bernanos’un İmge Evreni) başlıklı teziyle 1965’te doktorasını tamamlar. Tahsin Yücel’in ilk iki öykü kitabı olan “Uçan Daireler” 1954’te, “Haney Yaşamalı” 1955’te yayımlanır. “Yaşadıktan Sonra” (1969) ve “Dönüşüm” (1975) adlı iki öykü kitabı daha yayımlayan Yücel, edebî kimliğinin başlangıcı olarak gördüğü “Ben ve Öteki” adlı öykü kitabını 1983’te yayımlar. Beşinci öykü kitabı “Aykırı Öyküler” (1989), Roland Barthes seçkilerinden oluşan “Yazı ve Yorum” (1990) ve “Eleştirinin ABC’si” (1991) adlı kitapları yayımlayan yazar, ikinci romanı olan “Peygamberin Son Beş Günü”nü ilk romanından 32 yıl sonra yayımlar. Son öykü kitabı “Komşular” (1999) ile Dünya Kitap Dergisi Yılın Telif Kitabı Ödülü’nü alır. 1998’de yayımlanan “Söylemlerin İçinden” adlı kitabı ise Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. İstanbul Üniversitesi’ndeki görevinden 2000 yılında emekli oldu ve edebiyat çalışmalarına ağırlık verdi. 2003 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü ile Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödülü’nü kazanan Yücel’in “Yalan” (2002) adlı romanı büyük ilgi gördü. Bir ön öykü ve üç bölümden oluşan “Yalan”, kendine ait olmayan bir dil kuramı ile ünlenip olağanüstü hafızası, ansiklopedik bilgisi ve rastlantıların yardımıyla hiç yalan söylemeden tüm hayatı bir yalana dönen “Yusuf Aksu” adlı karakterin yaşamını anlatır. Yazar, 2003 yılında TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur yazarı seçilir. Son romanı “Sonuncu” 2010 yılında yayımlanır. Yücel, 22 Ocak 2016’da İstanbul’da hayatını kaybeder ve Yeni Ayazağa Mezarlığı’na defnedilir. Tahsin Yücel; 1956’da Sait Faik Hikâye Armağanı (Haney Yaşamalı), 1959’da TDK Öykü Ödülü (Düşlerin Ölümü), 1984’te Azra Erhat Çeviri Üstün Hizmet Ödülü (Yaban Düşünce), 1993’te Orhan Kemal Roman Armağanı (Peygamberin Son Beş Günü), 1997’de Fransız Hükûmeti Palmes Académiques Nişanı Commandeur Derecesi, 1999’da Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü (Söylemlerin İçinden), 1999’da Dünya Kitap Yılı Kitabı Ödülü (Komşular), 2003’te Yunus Nadi Roman Ödülü (Yalan), 2002’de Ömer Asım Aksoy Ödülü (Yalan), 2007’de Balkanika Ödülü (Gökdelen), 2008’de ise Mersin Kenti Edebiyat Ödülünü kazanır. Selim İleri, “Tahsin Yücel; bir bakıyorsunuz amansız bir taşlama ustası, çok geçmiyor, bir trajedi şairi kimliğinde… Acıklıyla gülüncün yaşamdaki yan yanalığı, iç içeliği, edebiyat yapıtında öyle kolayca ele geçirilemezken, ‘Peygamber’in Son Beş Günü’nde sanki sıradan bir şeymiş gibi yansıtılabilmiş,” der.