100 Yılın 100 Eseri

Yaralısın

1974

Hazırsındır insanları sevmeye. Hep birilerine güvenmek, birilerine yakınlaşmak, bir şeyler vermek isteğiyle dolusundur. Güzel bir görüntüyü, güzel bir ezgiyi, güzel bir şiiri, bütün güzellikleri bölüşecek, paylaşacak birileri olsun istemişsindir. Senin yapında vardır bu sevecenlik. Yakınlaşmalarının çoğu yıkımlarla bitmiş olsa da böylesindir.

Ölü sözcüklerin kokusu, acı bir is gibi bütün eve, bütün eşyaya sinmiş. Ne yapsan işlediğin ağır günahın izlerini uzun süre yok edemeyeceksin. Sonunda odalara inen külleri belki kabaca temizlemiş oluyorsun. Ya içinin külleri?

Üzerinde hiçbir patlayıcı, kesici madde ele geçiremediler. Oysa kafanda, yüreğinde neler gizliyorsun, nelerle yüklüsün, bilmiyorlar.

Kafan suçlu senin, kafan. Kafanı beğenmemişler anlaşılan, kafanı suçlu bulmuşlar. İşlerine gelmemişsin onların, kapmışlar, tıkmışlar seni içeri, tamam mı?

Sizler okuduğunuz için suç işlersiniz, bizler okumadığımız için. Sizin bilginiz bizde, bizim görgümüz sizde olsaydı, gör bak neler olurdu o zaman. Ne siz böyle içeri düşerdiniz, ne biz.

İçerisi, senden önce gelmiş, kapatılmış canlılarla dolu. Bu yeni dünyanın ilk insanları. Bir sürü yatak, bir sürü masa, bir sürü tahta sıra ve ilk insanla

Erdal Öz

1935-2006

Erdal Öz, 26 Mart 1935’te Sivas, Yıldızeli’nde doğar. Annesi Trakyalı göçmen bir aileden Mehcure Hanım, babası Kafkas kökenli ceza hâkimi Şefik Bey’dir. Devlet memuru olan babasıyla birlikte Türkiye’nin değişik yerlerini dolaşır. Tokat Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’n¬de başladığı yükseköğrenimini Ankara Hukuk Fakültesi’nde tamamlar. TDK Yayın Kolu’nda, Türk Sinematek Derneği Ankara Şubesi’nde çalışır. İstanbul’da arkadaşlarıyla birlikte “a Dergisi”ni çıkarır. Edebiyat yaşamına şiirle giren Öz’ün, “Rasgele” başlıklı ilk şiiri, “Kaynak” dergisinde 1952’de yayımlanır. “Seçilmiş Hikâyeler Dergisi”, “Varlık”, “Yenilik”, “Yeditepe”, “Pazar Postası”, “a”, “Değişim”, “Emek”, “Cumhuriyet” gibi dergi ve gazetelerde şiirlerinin yanı sıra öykü ve eleştirileri de yayımlanır. İlk öykü kitabı “Yorgunlar” 1960’ta yayımlanır. İlk romanı “Odalarda” aynı yıl okurla buluşur. Ankara’da “Sergi Kitabevi”ni açan Öz, 12 Mart Darbesi’nden sonra üç kez tutuklanır, hapis yatar ve beraat eder. Bu dönemi işlediği “Yaralısın” adlı romanıyla 1975 Orhan Kemal Roman Armağanı’na değer görülür. “Yaralısın”a, Yaşar Kemal bir ön söz yazar ve, “İnsan bu romanı okurken de insanlığından, yaşamından, konuşmaktan, görmekten, soluk almaktan utanıyor. Bu romanı okuduktan sonra, savaşsa savaşa eyvallah, ölümse ölüme eyvallah ama işkence! Erdal, insan bedeninin hâllerini iyi tanıyor: Acıyı, nekaheti, çözülmeyi, uyuşmayı, kofluğu, deliliği, makine olmayı, bıkkınlığı… Bir kişideki tekmil beden hâllerini… Bedenin duygular üstündeki etkisini romanında çok iyi saptamış,” der. 1975-1981 yılları arasında “Cem Yayınevi”nde çalışan yazar, 1981’de “Can Yayınları”nı kurar. “Sular Ne Güzelse” ile 1998 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, “Cam Kırıkları” ile 2001 Sedat Simavi Öykü ödülü’nü alır. Öz 1973’te “Kanayan” adlı öykü, 1976’da “Deniz Gezmiş Anlatıyor” adlı roman ve 1986’da “Gülünün Solduğu Akşam” adlı roman kitaplarını yayımlar. “Gülünün Solduğu Akşam”a girmeyen notlar ve izlenimlerini 2003’te “Defterimde Kuş Sesleri”nde toplar. SSCB gezisinin izlenimlerini içeren “Allı Turnam” (1976), 1998’de “Bir Gün Yine Allı Turnam” adıyla yeniden yayımlanır. “Havada Kar Sesi Var” adlı öykü kitabı, 1987’de basılır. “Dedem Korkut Öyküleri” (1979), “Alçacıktan Kar Yağar” (1982), “Babam Resim Yaptı” (2003) adlı üç çocuk kitabı yayımlanır. Erdal Öz, 6 Mayıs 2006’da vefat eder. Kabri Şile’dedir. 2008’den beri Can Yayınları tarafından Erdal Öz’ün anısını yaşatmak adına, Erdal Öz Edebiyat Ödülü verilmektedir. Yaşar Kemal, “Yaralısın” hakkında, “Bizim romanımızda ayrıntılar yoktur. Bu yüzden de çok eskiye bağlı bir romandır bizim romanımız. Bizim, hele son yıllardaki romanımız hiç biçim aramıyor. Yeni bir dünya getirmişsek, ister istemez yeni biçimler de getireceğiz. Neden öyleyse bizim romanımız körün değneğini bellediği gibi hep aynı yere vuruyor. Erdal, romanında romanımızın bu kötü huyundan da vazgeçmiş. Küçük ayrıntıların romanı, büyük bir havanın romanı oluveriyor. Erdal Öz burada bir sihirbaz,” der. Adnan Binyazar ise, “Yazdıklarının sanatsal boyutu, biçemindeki yaratıcılık göz önünde bulundurularak, Erdal Öz de Çehov, Sait Faik, Orhan Kemal gibi öyküsünü yaşamıyla besleyen yazarlar arasında anılmalıdır. Özellikle son yıllarda yazdıklarında, en çok da Çehov’da belirginlik kazanmış olan yalınlık ve anlatımsal dinginlik onda var,” der.